“GÖKLERDE NE VARSA YERYÜZÜNDE DE O VARDIR.”
HERMES TRİSMEGİSTUS
İnsan binlerce yıldır ayakları ile toprağa basarken, yüzü hep gökyüzüne dönük yaşadı. Güneş'i, Ay'ı, gezegenleri ve yıldızları gözlemledi.
Henüz mağara yaşamında iken, onların hareketlerinden gece ve gündüzü, mevsimleri ve mevsimlerin özelliklerinden de yağmuru, karı, sıcağı ve soğuğu deneyimledi. Kendine barınak ve üzerine giyeceği uygun giysiler tasarladı. Güneş ve Ay’ın tutulmalarından korktu. Bu korku ile onlara taptı. Kendi ırkından ve hayvandan kurbanlar verdi. Dünyanın çeşitli yerlerinde sayısız tapınaklar inşa etti. Tıpkı mağara duvarlarına yaptığı gibi tapınakların duvarlarına da gözlemlerini resmetti.
Maya Uygarlığı Güney Amerika kıtasında M.Ö. 1000’li yıllarda, 2000 yıllık ilk gökyüzü kehanetlerini yaparken (ki insanlık bu kehanetlere 21.yy’da dünyanın sonu geldi diye düşündü) onlardan 3 bin yıl önce Mezopotamya’da Sümer Uygarlığı tıpkı onlar gibi gökyüzünden gelen Tanrı’ları ve insanlığın nasıl ortaya çıktığını kil tabletlere çoktan yazmıştı... (Bu tabletlerin orjinali British Museum’da hala sergilenmektedir.)
Mayalar’ın kehanetinin insanlığın aslında yok oluşunun değil ,yepyeni bir çağın başlangıcını anlattıklarını biz Astrologlar Plüton’un Kova’ya geçiş dönemi olarak adlandırıp, tıpkı onlar gibi gökyüzüne bakarak, yıldızların ve gezegenlerin hareketlerini gözlemleyerek, haklılıklarını Astroloji aracılığı ile çok net bir şekilde bugün kavrayabiliyoruz. Hem de aramızda binlerce yıllık fark olmasına rağmen!
İşte, birçok insanın anlamakta zorlandığı Astroloji, insanlığın varoluşundan itibaren gezegenlerin sembolizması ve enerjisi ile biz insanlarla konuşan evrenin tek ortak dilidir.
Bir anlamda da Yaratıcı’nın, galaksileri, güneş sistemlerini, gezegenleri ve nihayetinde biz insanlığı neden ve ne amaçla yarattığını anlamamızı sağlayacak muhteşem bir dil…
Sadece madde üzerine değil, ruh ve mana üzerine de bizimle binlerce yıllık kadim sembollerle iletişim kuran, ruhumuzu ve bu gezegendeki yaşam yolculuğumuzu anlatmaya çalışan bir dil...
Sümerler’den, Babil’e, Tibet’e, Hindistan’a, Mısırlılar’dan, Yunanlılar’a oradan Romalı’lar ve Araplar’a nihayetinde de Avrupa’ya taşınmış, Pagan dinlerden, Yunan ve Roma Tanrılarına, Budizm’den, Hinduizm’e, Musevilik’ten, Hıristiyan’lığa ve İslam inancı içine de yerleşmiş bir dil…
Hermes Trismegustus’tan , çağımızın en büyük psikanalistlerinden olan Carl Gustav Jung’a uzanan, insan psişesini de anlamıza yardımcı olan bu dili umarım bir gün sizler de merak eder, ben ve bu platformdaki değerli Astrolog arkadaşlarım gibi hayatınızı anlamlandıracak yepyeni bir bakış açısına sahip olma şansını elde edersiniz.
Kalpten Sevgilerimle
KARMA ASTROLOG
MÜGE AYDIN
Comments